Daniel Gluckstein * & Nambiath Vasudevan **
Hindistan’da bir insani trajedi yaşanıyor. Şu anda Hindistan Covid-19’un ikinci bir dalgası ile karşı karşıya. Hindistan’dan ulaşan resimler korkutucu. Hindistan’daki IWC (Uluslararası İşçi Komitesi) muhabirleri bize şu bilgileri verdiler: “Covid-19 bulaşı kapan kişi sayısı her gün artıyor. Bir hastane yatağına ulaşabilenler şanslı sayılıyor. Hastane yataklarının, ilacın ve oksijenin yetmemesinden dolayı ölüm sayıları tırmanıyor – sağlık sistemi çöktü, bu kadar tırmanan vakalarla baş edebilecek doktor ve yardımcı sağlık elemanı yok. Bu durum yaşanırken Nisan ayında beş eyalette seçimler yapıldı. Başbakanın bizzat kendisi maske ve fiziksel mesafe olmaksızın devasa kalabalıklara seslendi. Daha da kötüsü hükümet Covid salgını yükselmekteyken 27 milyon Hindu’nun dini bayramlarında nehirde yıkanmalarına izin verdi.” Aşırı sağcı Modi hükümetinin sorumluluğu su getirmez bir şekilde ortadadır. Ama karlarını korumak için her şeyi feda etmeye hazır olan emperyalizmin küresel egemenliğinin sorumluluğu da ortadadır. Hindistan hükümeti bir değil, iki aşı üretmiş olmakla övünüyor. Ancak milyonlarca Hintlinin yaşadığı gerçek şu; tüm ülkedeki aşı kıtlığından dolayı aşılama merkezlerine birkaç yüz veya birkaç bin kişi geldiğinde sadece ilk 50-60’ına aşı yapılabiliyor. Hindistan “dünyanın eczanesi” olarak görülüyor, dünya çapında kullanılan eşdeğer ilaçların önemli bir kısmı Hindistan’da üretiliyor. Ancak bugün Hint nüfusu aşıya, en gerekli ilaçlara ve hatta oksijene erişemiyor. Büyük emperyalist güçlerin –ABD, İngiltere ve AB’nin çekirdek ülkelerinin, Fransa, Almanya, vb. – hükümetleri altı ayı aşkın süredir Dünya Ticaret Örgütü çerçevesi içerisinde Hindistan’ın seri aşı üretimine engel oldular. Bu trajedi 2020 yılındaki “birinci dalga”nın ardından geliyor. Bir yıl öncesinde Modi hükümeti hazırlanmak için sadece dört saat tanınan katı bir kapanma ilan ettikten sonra milyonlarca göçmen işçinin trajedisi yaşanmıştı. Tümüyle korumasız olan bu kesim aç kalacak olma kaygısıyla şehirlerden kaçarak köylerine doğru uzun yürüyüşlerine başlamışlardı. Burada yaşanan hayat kayıpları da çok yüksekti ve milyonlarca kişi de işini kaybetmişti. Modi hükümeti salgını yendiğini iddia etmiş ama en önemlisi de sağlık hizmetlerini güçlendirecek herhangi bir önlem almamıştı. Dahası Covid19 krizini fırsata çeviren Narendra Modi liderliğindeki BJP hükümeti vatandaşlık haklarını, çiftçilerin haklarını ve işçi haklarını geriye götüren yasal düzenlemeler çıkardı. Geçen yıl Kasım ayından bu yana Hindistan çiftçileri Delhi’ye giden yolları işgal ederek şirketler lehine çıkartılan yasaları protesto ediyorlar. İşçiler ise gündeme gelen büyük ölçekteki özelleştirmelere ve işçi haklarına yönelik açık saldırılara karşı duruyorlar. Çünkü kapitalistlerin talimatları doğrultusunda işçilere yeni iş kanunları dayatılıyor. Hindistan eyaletleri yine kapanmaya gittiler ama farklı farklı düzeylerde. Bir kere daha işçiler işsiz ve ücretsiz kaldılar, göçmen işçiler yine yollara döküldü. Resmi tahminlere göre bile 800 milyon kişi gıda desteğine ihtiyaç duyuyor olacak. Hindistan şehirlerinde ve kırsalında birkaç milyon işsiz ve gelirsiz kaldı. Ama BJP politikalarından fayda elde eden bir avuç şirket hükümeti ve borsadaki yapay bir yükselişi destekliyor. Salgına karşı mücadelede eldeki tüm araçları kullanmak konusuna yoğunlaşacağına Modi hükümeti Biden yönetiminin talebi doğrultusunda Çin’e karşı askeri varlığını artırıyor. Ama nüfusun tüm kesimleri arasında büyüyen öfke şehirlerde işçilerin, köylülerin ve gençliğin yükselttiği mücadelelerden ayrı değil. 2016 yılında Mumbai şehrinde 40 ülkeden delegelerin ve Hindistan’dan yüzlerce emek mücadelecisinin katılımı ile kurulmuş olan Bir İşçi Enternasyonali için Savaşa ve Sömürüye Karşı Uluslararası İşçi Komitesi ilan ediyor: Hindistan’ın bugün yaşadığı trajedi kapitalist sistemin tüm dünyanın işçileri ve halkları için elinde hazır bulundurduğu yazgının korkunç bir örneği! IWC tüm dünya işçilerini Hindistan işçileri, köylüleri ve halkının yanında durmaya çağırıyor. Tüm ilaç sektörünün ihracat karları için değil halkın ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmaya zorlanması talebinde bulunan Hindistan işçilerinin ve onların örgütlerinin yanında durmaya çağırıyor. Modi hükümetinin gündeme getirdiği antidemokratik, işçi sınıfı karşıtı ve köylülere karşı yasaların geri çekilmesi için mücadele eden işçiler, köylüler ve onların örgütlerinin yanında durmaya çağırıyor. IWC işçileri ve işçi sınıfı örgütlerini DTÖ ile birlikte Hindistan’ın ihtiyaç duyulan yüz milyonlarca aşıyı üretmesine izin vermeyen emperyalist ülkeler hükümetlerini lanetlemeye çağırıyor. Bu hükümetlerin aşı üretme patentlerini kamuya açma yasağını kaldırmalarını talep edelim ki teknik kapasiteye sahip olan Hindistan bu trajediyle başa çıkmak için gereken yüz milyonlarca aşıyı üretebilsin. Bu çok acil bir taleptir!
* Fransa Demokratik Bağımsız İşçi Partisi (POID) Ulusal Sekreteri, IWC Eşkoordinatörü
** Hindistan Bağımsız İşçi Sendikaları Konfederasyonu (NTUI), IWC Eşkoordinatörü