İklim ve Sosyal Adalet

Cem Somel

27 Ekim’de Birleşmiş Milletler Çevre Programı Örgütü’nün 2022 Salım Açığı Raporu yayımlandı. Yılda bir yayımlanan bu raporlar dünyada sera gazı salım miktarlarını, iklim değişmesini durdurmak için gerekli sera gazı hedefleriyle karşılaştırıp iklimle ilgili öngörüler yapmaktadır, tedbirler tavsiye etmektedir.

Bunky Echo-Hawk’a ait bir çalışma (2006)

2015 yılında 196 ülke dünyanın ortalama sıcaklık artışını sanayi devrimi öncesine kıyasla 1,5 derece ile sınırlama hedefini benimsemişti. Devletler ülkelerinde sera gazı salımını azaltma hedefleri koymuştu. Bunlara “Ulusal Katkı Beyanı” denmektedir. 2022 yılı Salım Açığı Raporu, devletler mevcut Ulusal Katkı Beyanlarını gerçekleştirirse 2100 yılında dünyada ortalama sıcaklığın 2,6 derece artmış olacağını belirtmektedir. Ne var ki devletler bu kifayetsiz Ulusal Katkı Beyanlarına dahi riayet etmediğinden şimdiki sera gaz salım artış hızıyla 2100’de ortalama sıcaklık 2,8 derece artacaktır.

Sera gazları karbon dioksit (CO2) gibi çoğu kömür, petrol ve doğal gaz yakmakla oluşan gazlardır. Bu gazları atmosferden ormanlar, denizler soğurur. Ancak insanların saldığı gaz miktarlarını doğa soğuramamaktadır. Atmosferde biriken sera gazları güneş ışınlarının ısısını toplayarak havamızı ısıtmaktadır. Isınma da sel, kuraklık ve kasırga felaketlerine yol açmaktadır. Bu felaketler ölümlere neden olmakta, kentleri-köyleri tahrip etmekte, gıda üretiminde kayıplara yol açmaktadır.

Sera gazlarının kaynağı mal-hizmet üretimi-tüketimidir. Gaz salımında ülkeler arasında büyük fark var. 2016’da ABD’de kişi başına CO2 gazı salımı 15,5 ton, nüfus 323 milyon, toplam CO2 salımı 5,0 milyar tondu. Hindistan’da kişi başına CO2 salımı 1,9 ton, nüfus 1.325 milyon, toplam salımı 2,5 milyar tondu. Türkiye’de kişi başına CO2 salımı 4,1 ton, toplam salımı 368 milyon tondu.

Ancak ülkelerin kişi başına ortalama gaz salım rakamları sosyal gruplar arasında büyük farklar gizlemektedir. Zengin ailelerle fakir ailelerin tüketimlerinin sebep olduğu gaz salımları aynı değildir. Besbelli dünya çapında gaz salımını azaltmak için zenginlerin yüksek sera gazı salımına yol açan tüketimini kısmak lazım. Servet-sermaye sahibi sınıfların güdümündeki devletlerin bunu yapmağa niyeti olmadığı belli. Öyle ise dünyada emekçilerin ekmek kavgasıyla iklim felaketini önleme mücadelesi arasında bağ kurmak gerekli. İklim konusunda mücadele edenlerin -ciddi iseler- emekçilerin sosyal adalet taleplerini desteklemeleri gerekir. Emekçiler de temel ihtiyaçların karşılandığı bir bölüşüm için yürüttükleri mücadeleyi servet-sermaye sahibi sınıfların lüks tüketimlerini kısıtlama talepleriyle birleştirmelidir. [03.11.22]

* Bu yazı İKEP merkezi bülteni Paydos’un Kasım 2022 tarihli 9. sayısında yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir